İçeriğe geç

Kendinden Uydulu TV Nedir ?

Kendinden Uydulu TV Nedir?

Bir gece, Kayseri’nin soğuk sokaklarında yürürken, kafamın içinde bir fikir belirdi. Sanki her şey bir anda önüme düşüvermişti. Kendi hayatımın televizyonunu yapmak… Evet, belki biraz garip gelebilir, ama bazen insanın hissettikleri, tam olarak nasıl ifade edileceğini bilemiyor. Şimdi, size anlatmaya çalışacağım bu fikir, aslında bana hayatımın en önemli derslerinden birini verdi. O gece, yürürken kafama takılan bu düşüncenin tam olarak ne olduğunu, neden beni bu kadar etkilediğini anlamaya çalışıyordum.

Ekranımda Kimse Yoktu

O akşam, Kayseri’nin sokak lambalarının altında yalnız yürürken, birden aklıma geldi: Kendinden uydulu TV nedir? Bilmiyorum, belki de kelimeler yanlış bir şekilde sıralandı kafamda. Ama o an, gerçekten de bir televizyonu izler gibi, hayatımda izlediğim her şeyin bana ait olduğunu düşündüm. Neredeyse bir televizyonun ekranında, istediğim her sahneyi oynatabileceğim bir dünyada yaşadığımı hissettim. Kendi televizyonumu yapıyor gibiydim.

Ama sonra… düşündüm. Gerçekten kendimle mi uğraşıyorum? Bu soruyu kendime sormadan önce, belki de bir adım geri atmalıydım. Çünkü hayatı bu şekilde kendi televizyonum gibi izlemek, ona bir tür uzaklık ekliyordu. O an düşündüm, belki de böyle bir ekranın arkasında, kimseyi izlemiyor, sadece kendimi izliyorum. Biraz korkutucuydu, ama bir o kadar da heyecan vericiydi.

Bir televizyon kanalını izlerken, zapping yapar gibi insanlar bir kanaldan diğerine geçer, ama ya hayatı kendinizin yönlendirdiği, kontrol ettiğiniz bir ekrandan izlerseniz? Anlatamadım belki ama bu soru beni gerçekten içine çekti. Bazen, hayatı bir izleyici gibi değil, bir yapımcı gibi yönetmek istiyorum. Kendimle uğraşırken, bir yandan da ne kadar kaybolmuş olduğumu fark ediyorum.

Hayatın Kendisini Yönetmek

O gece eve döndüğümde, bir yandan aklımda bu düşünceler varken, bir yandan da kaygılar sardı. Kendimle ne kadar uyumlu bir şekilde yaşayabilirim ki? Kendinden uydulu TV ile ne demek istiyorum? Bir zamanlar, insanların mutlu, hüzünlü ya da korkutucu anlarını izlediği bir ekran vardı. Ama şimdi o ekran ben oluyordum. Bir film gibi düşünün. Sadece izlemekle kalmıyor, karakteri de kendiniz oynuyorsunuz.

Bazen eski bir anı geri çağırırım, kaybolmuş bir hatıra gibi gelir. Bir sabah, erken saatlerde, ilk kahvemi içerken, eski bir hatıra gözlerimin önüne gelir. Bir anda kendimi yeniden bulur gibi hissederim. Ama başka bir an, aklımda başka bir soru belirir: Kendi hayatımın yönetmeni kim olacak? Bu soruya kesin bir yanıtım yoktu. Bazen hayatta kalmak için akıntıya kapılırsınız ve o an, ekranın arkasındaki kişi gibi değil, sadece bir karakter gibi olursunuz.

Bir yanda hayatı kendiniz yönlendirmek, diğer yanda da bu dengeyi kaybetmemek… Kendinden uydulu TV, bana her an değişebilecek bir senaryo sunuyor. Ama bu da zorlu bir şey. Gerçekten neyi seçmeliyim? O kadar fazla seçenek var ki… Ama bir yandan da seçeneklerin içinde kaybolmaktan korkuyorum. Seçim yapmak kolay değil. Bazen bir televizyon kanalını açıp, ne izlediğimi bilmeden zaman geçiririm. Ama hayat bir kanal değil. Her anı, her duyguyu içeren bir film. Bunu fark ettiğimde biraz korktum. Çünkü hayatta her şeyin senaryosunu ben yazmak zorunda mıyım?

Yalnızlık ve Hayal Kırıklığı

Bir gün, o akşamdan sonra yine dışarıda yürürken, aniden bir duygusal boşluk hissettim. Hayatımı ben mi yönlendiriyorum yoksa bu sadece bir oyun mu? diye düşündüm. Çünkü ne kadar istesem de, ekranın önündeki bir oyuncu gibi hissediyorum bazen. Ve o an, yalnızlık çok daha derin bir şekilde sarıyor beni. Kendinden uydulu TV’yi yönetirken, kaybolduğum anlar var. Belki de özgürlüğümü kaybettiğimi düşündüm. Bir insanın istediği şekilde yaşaması, ne kadar da zor bir şeydi.

Ama o yalnızlıkla birlikte, bir şeyin farkına varıyorum: Kendimi keşfetmek, her şeyin ötesinde bir şeye dönüşecekse, bu belki de biraz daha sabır gerektiriyor. O an, Kayseri’nin soğuk gecesinde, sokak lambalarının altında düşündüğümde, içimde bir umut ışığı yandı. Belki de “Kendinden uydulu TV”yi yönetmek, aslında kendimi bulma yolculuğunun bir parçasıydı. Kendi hayatımın senaryosunu yazmak, beni korkutuyor olsa da, her adımda biraz daha anlam kazanıyordu. Bu, belki de bir adım daha ileri gitmem gerektiği bir andı.

Sonuç: Kontrol Edemediğimiz Şeyler

Kendinden uydulu TV, bana sadece bir şey öğretmişti: Hayatın her anı, aslında kendi seçimlerimizden çok daha fazlasını içeriyor. Ekranlarda ne izlediğimizi seçebiliriz, ama hayat öyle basit değil. Kendi yolumuzu bulduğumuzda, bu yolun sonunun ne olacağını tam olarak bilmesek de, her anı yaşamaya değer kılabiliriz. Kendimi bulma sürecinde, kaybolmak da var. Ama belki de bu kayboluş, bizi biz yapan bir şeydir.

Bazen, hayatın tam ortasında bir karar verirken, “İşte tam bu noktada kayboluyorum,” derim. Ama belki de kaybolmak, bulmak için bir fırsattır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

beylikduzu escort beylikduzu escort avcılar escort taksim escort istanbul escort şişli escort esenyurt escort gunesli escort kapalı escort şişli escort
Sitemap
ilbet yeni girişvdcasino sorunsuz girişilbetbetexper