Hicri ve Kameri Aylar Nelerdir? Zamanın Kalbinde Bir Yolculuk Hikâyesi
Bazı hikâyeler vardır, zamanı anlatmaz; zamanı yaşatır. Bu satırlarda, sadece bir takvim ya da birkaç ay ismi değil, insanın kendi iç yolculuğunu bulacaksın. Çünkü Hicri ve Kameri aylar, sadece Ay’ın gökyüzündeki döngüsünü değil, kalbimizin döngüsünü de anlatır. Bugün sana Leyla ve Emir’in hikâyesini anlatacağım. İkisi de farklı bakış açılarına sahipti; biri duygularla, diğeri akılla bakardı. Ama ikisi de aynı gökyüzüne bakarken, aynı Ay’da buluştu.
Gökyüzünün Altında Başlayan Sohbet
Bir yaz akşamıydı. Şehrin ışıkları sönmeye, yıldızlar parlamaya başlamıştı. Leyla, sessizce göğe baktı ve fısıldadı: “Ay yine küçülüyor, ama neden her seferinde bana yeni bir başlangıcı hatırlatıyor?” Yanında oturan Emir gülümsedi. “Çünkü sen hislerle düşünüyorsun Leyla. Ay küçülür ama aslında tamamlanmak için yeniden doğar. Tıpkı biz insanlar gibi.”
Emir, çözüm odaklı düşünen bir adamdı. Onun için her şeyin bir sistemi, bir mantığı vardı. Zaman bile ölçülüp yönetilmesi gereken bir şeydi. Leyla ise zamanı kalbiyle hissederdi. Onun için zaman, bir duygunun ritmi, bir nefesin süresiydi. O gece gökyüzü altında başlayan o sohbet, onları Hicri ve Kameri ayların hikâyesine götürecekti.
Ayın Döngüsü: Kameri Takvimin Kalbi
Emir anlatmaya başladı: “Kameri aylar, yani Ay takvimi, Ay’ın Dünya etrafında döndüğü sürece dayanır. Bir turu yaklaşık 29,5 gündür. İşte Hicri takvim de bu döngülere göre düzenlenmiştir. Yani bir Hicri yıl, 12 Kameri aydan oluşur.”
“Yani Hicri takvim aslında Ay’ın kalp atışları gibi mi?” dedi Leyla, gözlerini gökyüzünden ayırmadan. Emir başını salladı, “Evet, ama biraz daha teknik düşünürsek, bu yüzden Hicri takvim 354 gün sürer. Güneş takvimiyle farkı da buradan gelir. Her yıl yaklaşık 10 gün geri kalmasının sebebi de bu.”
Leyla gülümsedi. “Ama bu fark, bence bir eksiklik değil. Zamanın esnekliğini gösteriyor. Her yıl Ramazan’ın, Zilhicce’nin ya da Muharrem’in farklı mevsimlerde gelmesi, insanın yaşamla bağını taze tutuyor.”
Emir biraz düşündü. Onun için bu, sadece astronomik bir detaydı. Ama Leyla’nın cümleleri birden her şeyi anlamlı kıldı. Belki de o fark, evrenin bize “değişim”i hatırlatmasının bir yoluydu.
Hicri Ayların Sırrı
O gece Leyla, Emir’den Hicri ayların isimlerini öğrenmek istedi. Emir, gökyüzündeki yıldızları sayar gibi yavaşça sıraladı:
“Muharrem, Safer, Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyülevvel, Cemaziyülahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce…”
Her isimde bir anlam gizliydi. Leyla, her birini duygularla eşleştirdi:
“Muharrem — sükûnetin ayı,
Ramazan — sabrın ve paylaşmanın ayı,
Zilhicce — yolculuğun ve teslimiyetin ayı…”
Emir, bu kez duygusal bir tebessümle baktı. “Ben bunlara hiç böyle bakmamıştım,” dedi. “Benim için bu aylar sadece bir sistemdi; senin içinse bir hikâye olmuş.”
Leyla da gülümseyerek karşılık verdi: “Belki de ikisi de gerekiyor. Zaman hem düzen ister hem de anlam.”
Zamanın Kadın ve Erkek Tarafı
O gece ikisi de anladı: Zamanın bir yüzü erkekti — stratejik, planlı, hesaplı. Diğer yüzü ise kadındı — duygulu, empatik, dönüştürücü.
Kameri aylar bu iki yüzü birleştiriyordu. Her döngüde bir mantık vardı, ama aynı zamanda bir his. Her küçülmede bir kayıp değil, bir yeniden doğuş gizliydi.
Belki de Hicri ve Kameri ayların güzelliği buydu: İnsan gibi olmaları. Düz çizgide ilerlemiyor, döngülerle yenileniyorlardı. Ve her dönüşlerinde, geçmişle gelecek arasında bir köprü kuruyorlardı.
Zamanın Sonunda Bir Fısıltı
Sabahın ilk ışıkları görünmeye başladığında, Leyla derin bir nefes aldı. “Biliyor musun Emir,” dedi, “ben artık her dolunayda zamanı değil, kendimi hatırlayacağım.”
Emir gülümsedi, “Ve ben de her yeni ayda yeniden plan yapacağım. Belki de zaman, ikimizin hikâyesi gibi — hem hissedilmesi hem yönetilmesi gereken bir şey.”
O günden sonra Leyla ve Emir, her ayın başlangıcında gökyüzüne bakmayı bir ritüel hâline getirdi. Her bakışlarında bir anlam buldular: Biri akılla, diğeri kalple.
Ve belki de tam bu yüzden, Hicri ve Kameri aylar hâlâ insanlığın kalbinde dönüyor — her yıl, her döngüde, bir kez daha bizi kendimize döndürüyor.